Sanatçı Ayşe Betil’in üçüncü ferdî standı “İz ile Düş Ortasında Bir Yer”, 26 Eylül – 5 Ekim 2025 tarihleri ortasında Ortaköy Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda sanatseverlerle buluştu. Yaklaşık 60 yapıttan oluşan stant, belleğin, yansımanın ve algının sonlarına odaklandı.
İSTANBUL (İGFA) – Sanatçı Ayşe Betil, üçüncü şahsî standı “İz ile Düş Ortasında Bir Yer” ile çağdaş sanat sahnesinde kendine mahsus anlatım lisanını bir defa daha ortaya koydu.
26 Eylül – 5 Ekim 2025 tarihleri ortasında Ortaköy Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda gerçekleştirilen stant, sanatkarın son periyot üretimlerinden oluşan yaklaşık 60 eseri sanatseverlerle buluşturdu.
Yağlı boya, kara kalem ve karışık tekniklerle üretilen seçki, Betil’in biçim, his ve fikir ortasında kurduğu derin bağlantıyı görünür kıldı.
Önceki stantlarına kıyasla daha “pop” bir atmosfer taşıyan stant, sanatkarın estetik lisanında yeni bir evreye işaret ederken; izleyiciye görsel çeşitliliğin ötesinde, farklı duygusal katmanlar sunan bir tecrübe alanı yarattı. Betil, iz ve yansıma kavramlarını merkeze alarak, belleğin geçiciliği ve algının dönüşebilirliği üzerine çok katmanlı bir anlatı kurdu.
Sergi, üç özel tecrübe alanı aracılığıyla izleyiciyle etkileşim kurdu.
“Senden Sonra Alanı”, sanatkarın bir önceki sergisi ve kitabı ortasında duygusal bir köprü oluştururken, kitaptaki hikayelerden birinin kısa sinema uyarlaması projeksiyonla yere taşındı. “Ayna Odası”, büsbütün aynalarla kaplı yapısıyla izleyiciyi kendi varlığıyla yüzleştiren, ses ve yer bağlantısını sorgulayan bir tecrübe sunarken, “Yansımalar Alanı” ise sanatkarın gündelik ömrün yansımalarını mevzu alarak çektiği fotoğraflar aracılığıyla standın en deneysel kısmını oluşturdu.
Betil, bu stantla birlikte izleyiciyi sadece yapıtlarına değil, onların arkasındaki düşünsel sürece de ortak etti.
Sergiyi, “Bir şeyin birebiri, o şeyin kendisi değildir. Her fotoğraf ve her fotoğraf, hem bir şeyin izi hem de zihnimde kalan izlenimin bir yansımasıdır. Bakan göz, sadece gördüğüyle kalmaz; iz, düşe dönüşür.” kelamlarıyla anlatan Betil, izleyiciye gerçeklik ile yansıma ortasındaki sonları sorgulayan bir bakış açısı sundu.
Bu kavramsal yaklaşım, sergiyi sırf bir görsel tecrübe olmaktan çıkararak izleyicinin de etkin bir iştirakçiye dönüştüğü, algı ve anlam üzerine kurulu bir alan haline getirdi. İz ile Düş Ortasında Bir Yer, her bakışta yine şekillenen bu etkileşim sayesinde, sanatkarın tabir dünyasında yeni bir periyodun kapısını araladı.
Ayşe Betil’in içsel anlatımıyla şekillenen stant, hem görsel zenginliği hem de düşünsel derinliğiyle, çağdaş Türk fotoğrafında sezgi, bellek ve dönüşüm temaları üzerine özgün bir iz bıraktı.
Betil, önümüzdeki devirde yeni projelerle sanat serüvenine devam edecek.
Sanatçı, farklı disiplinleri bir ortaya getiren üretim anlayışını gelecekte de derinleştirerek, izleyiciyle yeni buluşmalara kapı aralayacak.
